Peygamberimiz hoşgörülüydü

1.Peygamberimiz ve ashaptan bazıları mescitteyken dışarıdan, çölde yaşayan bir bedevî geldi ve durup dururken mescidin bir köşesine küçük abdestini bozdu. Orada bulunan ashap o adama çok kızdılar. Onun üzerine yürümek isterlerken Peygamberimiz onları engelledi. Peygamberimiz çöllerde yaşayan bedevîlerin tuvalet adabı olmadığını, bu hareketin onun gözünde sıradan bir iş olduğunu biliyordu. Bir kırba su istetti ve kirlenen yere döktürdü. Olay da böylece kapanmış oldu.

2. Rafi adında bir küçük çocuk ensardan birinin hurma ağaçlarını taşlamıştı. Bahçe sahibi onu yakalayıp Hz. Peygamber’e getirdi ve ondan şikayette bulundu. Sevgili Peygamberimiz çocuğu yanına çağırdı, başını okşayıp sordu:

“–Çocuğum, bunu neden yaptın?” Rafi çok utanmıştı. Kısık bir sesle:

“–Çok açtım, karnımı doyurmak için yaptım” dedi. Peygamberimiz şefkatle:

“–Yavrum, bir daha ağaçları taşlama, altına dökülenleri toplayıp ye; Allah seni böylece doyurur.” Dedi .

Hz.Muhammed bilgiye önem verirdi

Peygamberimizin bu konuyla ilgili bazı hadisleri şöyledir:

“-Bilgi öğrenmek her Müslüman’a farzdır.”

“-Bilgi öğrenmek amacıyla yola çıkan kişi, dönünceye kadar Allah yolundadır.”

Bedir zaferinde sonra, savaş esiri olarak, karşı taraftan ele geçen her bir kimse için dört bin dirhem kurtuluş fidyesi takdir edilmişti. Uzun yıllardan beri sıkıntı içinde bulunan Müslümanların bu paraya ihtiyacı vardı. Fakat Peygamberimizin emri üzerine, bunlardan okuma yazma bilenlerden her birinin, on Müslüman’a okuma yazma öğretmesi karşılığında fidye vermeden serbest kalacağı bildirildi ve öyle yapıldı

Hz. Muhammed danışarak iş yapardı

Bedir Savaşında ashaptan Hubab isimli zat, Müslümanların mevzilendiği yeri beğenmemişti. Resûlullâh’a (s.a.v.) gelerek:

“–Ey Allah’ın elçisi, buraya Allah’ın emriyle mi indin yoksa bir savaş taktiğiyle mi?” diye sordu. Peygamberimiz:

“–Savaş taktiğiyle” deyince, Hubab:

“–Ey Allah’ın elçisi, Bedir köyünün en sonundaki kuyu etrafında mevzi alalım. Böylece putperestleri susuz bırakmış oluruz.” dedi. Peygamberimiz onun bu teklifini beğendi ve hemen harekete geçtiler.

Savaş olup Müslümanlar büyük bir zafer kazandıktan sonra elde edilen esirlerin ne yapılacağı konusunda Peygamberimiz ashabıyla yine istişâre etti. Putperestlerin kendilerine yaptıklarını affedemeyen bazı kızgın kimseler, hepsinin öldürülmelerini önerdi. Peygamberimiz bunu beğenmedi. Affedici olanlar:

“–Ey Allah’ın elçisi! Bunlar bizim ne de olsa akrabalarımız, serbest bırakalım” dediler. Peygamberimiz bunu da beğenmedi. Öyle ya, yaptıklarının bir bedeli olmalıydı. Diğer fikirler de dinlendi, sonunda Peygamberimiz şöyle karar verdi: Müşriklerden okuma yazma bilenlerin her biri on kişiye okuma yazma öğretirse serbest bırakılacaktı. Okuma yazma bilmeyen müşrikler ise fidye (tazminat) vereceklerdi. Bu güzel kararla pek çok Müslüman okuma yazma öğrenmiştir.

These icons link to social bookmarking sites where readers can share and discover new web pages.
  • Digg
  • Sphinn
  • del.icio.us
  • Facebook
  • Mixx
  • Google
  • Furl
  • Reddit
  • Spurl
  • StumbleUpon
  • Technorati